21 Mart 2010

Çengelhan Rahmi Koç Müzesi

Çocukken arkadaşım Nimet ile beraber mandolin kursuna gitmiştik çok da güzel çalıyorduk.Özellikle küçük zuzu mandolin olayına çok heveslenince sorduk soruşturduk müzik aletleri satılan bölgenin adresini aldık bir süredir gitmeyi planladığımız Rahmi Koç Müzesinine yakın bir yer olduğunu da öğrenince müzeye de gidelim ikisini biraradan çıkaralım dedik. Nimet'ler ile de buluşup gittik müzeye. Ankara'da yaşayıp da o bölgeyi yeni görüyor yeni keşfediyor olmaktan büyük utanç duydum. Bölgenin adı Atpazarı olarak geçiyor.Eski Ankara'nın alışveriş merkeziymiş, bir süre önce başlayan restorasyon çalışmaları ile yüzü yenilenmiş süper bir yer olmuş.Sağlı sollu otantik tarihi dükkanların olduğu yokuşu çıkarak ulaşıyorsunuz müzeye.Benim gibi tarihi ve turistik yerlere meraklı biri nasıl oldu da burayı şimdiye kadar keşfedemedi diye çok şaşırdım:) Antika eşyaların,kumaşların,doğal taşların,sepetçilerin,kilimcilerin,gümüşçülerin olduğu onlarca dükkan vardı.Vaktimiz sınırlı olduğu için tadını çıkara çıkara dolaşamadık ama en kısa zamanda tekrar gitmek üzere sözleştik:)
Ankara'da oturup da hala gitmemiş olan varsa mutlaka görmeli buraları.Samanpazarının en üst noktasından devam edilerek de ulaşılabiliyormuş.
Fotoğraf çekmeyi de unutmadım tabi, işte kısa bir tur;











Müzede geçmişte hayatımızın bir parçası olan antika eşyalar sergileniyordu. Oyuncak arabalar, bebekler, trenler, gemi ve uçak maketleri çocuklara olduğu kadar büyüklere de hitabeder şekildeydi.











Elde dikilmiş ilk bayrağımızmış. Ayyıldızı teğel tarzı yer yer eğri iri dikişlerle dikilmiş, yırtılan bir iki yeri öylesine tutturulmuş.İnsan bu yaşanmışlığı görünce çok etkileniyor.



Atatürk'ün kişisel eşyaları ve onun vefatını haber veren gazete.





Teknolojinin ilk örneklerini gösteren eşyalar da vardı.















Burası da Vehbi Koç'un ticarete ilk başladığı dükkanmış.Gittik gördük ya şansı bize de bulaşır mı acaba? :)






Henry Kupiack'ın Minyatür Odalar sergisi gördüğü ilgi üzerine haziran ayına kadar uzatılmış.İnanılmaz güzel şeyler yapmış. Yaklaşık 40x60 cm ebatlarındaki çerçevelerin içine kocaman odaları sığdırmış içindeki en küçük ayrıntıları bile unutmamış.











En sonunda mandolinimizi de almayı unutmadık tabi.Onca geçen yıldan sonra tekrar elime alıp çalmak heyecan vericiydi:) Yarım saatlik uğraşının sonunda parmak uçlarım iyice acımaya başladığı için bırakmak zorunda kaldım ama ne yapalım gülü seven dikenine katlanır...:)


4 yorum:

Atolyekedi dedi ki...

Ay ne güzel yapmışsınız, şimdi merakım daha bir arttı mutlaka gitmem gerekli diye düşündüm.

éLLa Çiça dedi ki...

hic duymamistim ismini bu muzenin.. ne kadar guzelmis

Yeşim dedi ki...

Geçen yaz Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne gitmiştik. Bu yaz da Rahmi Koç Müzesi'ne gidelim tavsiyen için teşekkürler tatlım :)

nimetin.blogspot.com dedi ki...

crescentim ne guzel resimler ya:) yeniden gitmis gibi oldum vallahi:)

nimet