23 Şubat 2007

Doping...


Sabah sağlık durumumu gözden geçirme amaçlı bir takım tahliller için kan vermeye gittim.Koltuğa oturdum, kolumu açtım bekliyorum. Orta yaşlı hemşire hanım tetkik formunu incelerken forma yazmak üzere "Kaç yaşındasın" diye sordu.Bende 35 dedim (bu arada aslında 34,5!:)) Sonra hemen yan tarafımdaki aynaya dönüp bakım " 35 gösteriyor muyum acaba?" dedim içimden "yok canım hele şu halimle hiç göstermiyorum bence, saçlar hafifçe dağınık atkuyruğu şeklinde toplanmış, minyon bir yüz, kilo yok, kıyafetler gayet spor" O sırada hemşire yanıma geldi ve "maşallah, maşallah , 35 dedin ama 25 yaşında gösteriyorsun!, hiç yaşını göstermiyorsun, çok şanslısın, maşallah " dedi :))) Kolum biraz acıdı ama olsun gururum okşandı :) sabah sabah dopingimi almış bir vaziyette döndüm işyerine...:)))

15 Şubat 2007

Çeşitleme...

- Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, öğretmenler günü,v.s, v.s. gibi sözde özel günlerde , kendimi o güne özel bir şeyler yapmak zorunda hissetmekten hoşlanmıyorum, "layıkiyle bir şey yaptım mı, aldım mı" stresine girmek beni geriyor.Sevgililer gününde hiç bir şey yapmadık.Zuzuların biri "anne harçlığımla sana sevgililer günü için hediye alacaktım ama unuttum" dedi.Sonra da kendisine çikolata almış :) Diğeri de kreşte çok güzel bir kart hazırlamış, "Anneciğim ,babacığım sevgililer gününüz kutlu olsun. Yakışıklı oğlunuz ......." diye :) He-man de ve ben de ise tık yok, "Bizim için hergün Sevgililer Günü nasıl olsa" deyip :)))

- Geçen aylarda kazanmış olduğum sınavla ilgili terfimi ve zamlı maaşımı aldım, güzel oldu, arabanın taksitleri çıktı :))


- Bir arabam var ama hala kullanamıyorum, buna çok canım sıkılıyor :((


- İnternet, güvenlik,v.s. ile ilgili teknik sorunlar yaşamaktayım, bu blog hayatımın sonu olabilir...


- Geçen gün arkadaşlar bizdeydi tabu oynadık, ben anlatıyorum ve kelime "podyum". Önce "manken"i anlatıp olaya oradan girmek istedim.

Ben : Şimdi ben zayıfım ve uzunum, neyim ben?
He-man : Zürafa! :)))))))

Aklına ilk etapta mankenlerin gelmiyor olması da işin iyi tarafı tabi ki :)))


Aklıma Takılanlar...


- Boğaziçi'nde Tıp yok ki...
- Tarkan nerelere gitti...
-Teknik olarak bilgisayardan anlıyor olmak bir bayanın imajını etkiler mi, mesela daha zeki gösterir mi? :))
- ÇP = A mı?
-Diğer sınavı da kazanabilmek için aynı azmi gösterebilecek miyim?
- Blogger'larla tanışmak elektriği kesiyor mu...





02 Şubat 2007

İstanbul...


Evanescence'den My İmmortal ile başlamak istedim aslında ama aşk acısı çekmeyeli yıllar olduğu , dolayısıyla şarkının o ruh halini şu andaki ruh halimle bağdaştıramadığım için vazgeçtim fakat müzik süper, dinlemediyseniz mutlaka dinleyin.

Süre kısa da olsa İstanbul havası insana yarıyor.Yolculuğumuzun son dakikalarında Bostancı'ya gitmeye çalışırken kendimizi yanlışlıkla Çamlıca tepelerinde bulmamızın dışında bir sorun yaşamadık diyebilirim :) Akşam akşam hesapta olmayan bir Çamlıca gezisi yaptık o kadar :) İlk iki gün açık ve kapalı alan gezileri ile geçti.İstanbul'a gidipte İkea'ya uğramamak olmaz tabi, 2 saatlik hızlandırılmış bir turla onu da aradan çıkardık.Çocuklar sahile gidip denize taş atacağız diye tutturdu, gittik, ama öyle soğuk bir hava vardı ki çabuk çabuk taşlarımızı atıp, titreyen suratlarla gülümseyerek poz vermeye çalışaraktan sahil fotoğraflarımızı da çekip hemen arabaya koştuk :) Kalan günlerimizde ,bol bol çizgi film izlemeyle , küçük yeğenimi doyamadan sevmeyle geçti.Dönüşte bizim dışımızda herkes endişeliydi Bolu'da yollarda kalacağımızı düşünerek ,çünkü gün boyu Bolu geçişi kapandı, açıldı, kapandı şeklinde haberler gelmiş, akşam geç bir saatte yola çıktık ama karayollarını çok takdir ettim, 3-4 araç faaliyetteydi ve yollar kesintisiz açıktı.Üç şeritli yollar nadiren tek şeride düşse de hiç duraksamadan geldik Ankara'ya.Tabi şanslı olduğumuzu da söylemeden geçemeyeceğim çünkü bizden birkaç saat sonra tekrar kapanmış yollar :)Bolu geçişini de ilk defa test etmiş olduk böylece, dağın tepesine döne döne tırmanmadan ,kayarcasına dümdüz bir yolda gitmek süper bir şeydi :)

Aslında ben bu tatilden pek bir şey anlamadım, çok kısaydı, 4 gün yetmedi, daha uzunu yaza inşallah... Hey gidi günler hey! Yazın okulların tatil olmasıyla hemen İstanbul'a gidip de 3 ay boyunca kaldığımız yıllar geldi de aklıma, şimdi ancak emekli olduğumuzda görürüz o kadar uzun tatili...:))
Bu arada beklediğimiz gibi oğluşumun karnesi çok iyi geldi...:)