31 Mart 2006

Ebe-Sobe...


Secret beni sobelemiş, ilk defa sobeleniyorum bu arada. İşte sorular ve cevaplarım...

1.Soru: Cennette yada cehennemde (kim bilir ?) insanlığa yön veren bütün o eski bilim adamları (Einstein, Newton, Maxwell, Rudherford, Galileo, Pascal, Bohr vs…) bir araya gelmişler. Her gün bilimsel konular üzerinde tartışmak çok sıkmış onları, ve bir gün saklambaç oynamaya karar vermişler. Kısa çöpü çeken Einstein başlamış saymaya yüze kadar herkeste bir koşuştumaca, saklanacak yer arıyorlar. Ama bir tek saf (?) Newton olduğu yerden kıpırdamamış. Yerden bir sopa almış ve yere bir şeyler çizmiş. Bu arda Einstein saymayı bitirmiş ve arkasını döner dönmez, hemen hiç düşünmeden ...... sobe demiş. Einstenin sobelediği kimdir ve neden ?
Cevap: Einstein'ın sobelediği Bohr'dur.Neden mi?Şimdi daha öncesine dönelim.Ölmeden önce bir gün Bohr ile Einstein kırda kuantum kuramını tartışarak geziyorlarmış. Tartışmanın hararetli bir anında karşılarına iri yarı bir ayı çıkmış. Bohr,hemen ayakkabı bağcıklarını sıkıcı bağlamak üzere eğilmiş. Onu izleyen Einstein "Yahu Niels ne yapıyorsun,ayıdan daha hızlı koşacağını mı sanıyorsun?" diye sormuş. Bohr da "Hayır Albert, ayıdan daha hızlı koşacağımı düşünmüyorum. Sadece senden daha hızlı koşmayı düşünüyorum" demiş! Gelelim saklambaç oynadıkları zamana, Newton yere sopa ile bir daire çizerken bir taraftan da şunu söylemiş: "Kim ki kazandığı halde kaybettiyse bu dairenin içinde kalmaya mahkumdur." Bu sözün üzerine Einstein hemen "Bohr sobe " demiş. Nasıl ama? :))

2.Soru: Okuduğunda seni en çok etkileyen kitap?
Cevap: Şu Çılgın Türkler.Henüz bitmedi devam ediyorum okumaya.

3.Soru: Takip ettiğin dergi?
Cevap: Sürekli olmasada dekorasyon dergileri :)

4.Soru: Günlük okuduğun gazete?
Cevap: Milliyet.

5.Soru: En yaramaz çocukluk anın?
Cevap: İlkokula başladığımda ilk hafta sınıfımı değiştirdiler, "adı okunanlar çantalarını alıp yan sınıfa geçsin" dediler, çok üzüldüm çünkü arkadaşım ile aynı sınıftaydık ve ayrılmak istemiyordum.Çantamı alıp yan sınıf yerine çıkış kapısına doğru koşmaya başladım,arkamdan birisi de bağırdı "aaaa, kız kaçıyor!" diye.Daha hızlı koşmaya başladım,okul yolu kayalık,taşlık bir yoldu,düştüm dizlerim kanadı,ağlaya ağlaya gitmiştim eve.Tabi ertesi gün babam götürüp teslim etmişti yeni öğretmene :))

6.Soru:Televizyon yapımcısı olsan yapmak istediğin program ne olurdu?
Cevap: Hobi-Sanat programı.

Şimdi ben kimi sobelesem acaba?Sobelenmemişlerden olsun.Hımmmm, Zeynep, Ayça, Pinklook, Age35, Annelog sobeee!...

30 Mart 2006

Pamuk Prenses'in Hiç mi Suçu Yok?


Dün bugüne kadar yaşamadığım değişik hislere kapıldım.Hiç tanımadığım, bilmediğim sadece bir ortamda fotoğrafını gördüğüm, benimle hiç alakası olmayan genç ve güzel bir kıza sinir oldum(!). O'nun suçu genç , güzel ve popüler olması ,ayrıca artık yaşımın ilerlemeye başladığını bana hatırlatmasıydı.Suçluydu ,çünkü 20'li yaşlarımın artık bittiğini ve yolun yarısına bir kaç yıl kaldığını farketmemi sağlamıştı.Her bayanın hayatının bir döneminde yüzleşeceği gerçekle dün onun yüzünden yüzleşmiştim.Bugüne kadar kimseyi kıskanmayan,bunun nasıl bir duygu olduğunu bilmeyen ben, bunuda öğrenmiştim.Sanki sihirli bir değnek başıma dokunmuş ve ben bir an için başka biri olmuştum.
Artık teknoloji çok ilerledi, her gün yeni yöntemler bulunuyor, güzelleşmek gençleşmek adına.50'lik 60'lık teyzeler, 35'lik ablalar şeklinde dolaşıyor aramızda.Görüntü olarak yarışabiliyorsun istediğinle ama ya ruh olarak? O kadar yaşanmışlığı, birikimi silmek,unutmak mümkün mü?
Dün ilk defa kötü kalpli cadıya hak verdim. Pamuk Prenses'de tüm gençliği ve güzelliği ile onun gözünün önünde salına salına dolaşmasaymış canım! :)))

29 Mart 2006

Güneş Tutulması...


Biraz önce kattaki yaklaşık 25 kişiyle bir curcuna havasında izledik güneş tutulmasını, buranın resmi havasını gayri resmi bir hale getirerek :) Antalya ve Ordu'nun gün ortasında 3-4 dakikalığına kapkara olduğunu gördüm. Düşünsenize güneş tutulmasından falan haberi olmayan bir köylü tarlada çapa yaparken gün ortasında etraf birden kararıyor, şok edici bir durum :) Aklından kimbilir neler geçmiştir o anda.
Tarihte de insanlar bu olayın şokunu yaşamışlar.MÖ Medlerle Lidyalılar arasındaki bir savaşı engellemiş güneş tutulması.Çin'de ejderhanın güneşi yemesi olarak düşünülen güneş tutulması, Mısır'da kötü kalpli yılanın güneş tanrısı Ra ile kavgası olarak açıklanmış.Vietnam'da bir kurbağanın marifeti olduğu inanılan tutulmaya ,Güney Amerika'da kara bir jaguarın neden olduğu düşünülmüş.Kızılderililerde tutulma ay ile güneşin savaşı olarak tanımlanırken,Mezepotamyalılar tutulma anında yaktıkları meşalelerle güneşi tekrar parlatmaya çalışmışlar...
Sonuçta insan aklının algılayamadığı, nasıl oluyor da oluyor dediği yüzlerce doğa olayından biri bu da.Doğanın mucizesi işte...

28 Mart 2006

Ben Yaptım - 3

İyi bir uyku, güzel bir günün başlangıcı demektir :) ...





27 Mart 2006

Dikkatli Olalım...



İnternette son günlerde dolaşan bir mail var,hatta geçen gün bir blog sayfasında da görmüştüm.Son model güzel arabalarla gezen ve yine kendisi de hoş ve bakımlı insanların "Biz T.H.Y. personeliyiz" deyip ,free shop'taki orjinal parfümleri ucuz fiyatla sattıklarını söyleyip, denemek amaçlı insanlara sıkıp sonra da bayılttıklarını ve soyduklarını okumuştum.Dün aynı şey bizim başımıza da geldi.Büyük bir alışveriş merkezinden çıkmış otoparka arabaya doğru yürüyorduk.He-man ve bizim iki tavşan önden gidiyor annem ve bende biraz daha arkadan yürüyorduk.Siyah spor bir araba he-man'e yaklaşıp durdu ve aynı şeyleri söyledi, "T.H.Y. personeli olduğunu ve ucuza parfüm sattığını denemek isteyip istemediğini" sordu.Bu olaylardan heberi olmayan he-man istemediğini söyledi,bizimde onlara doğru yaklaştığımızı gören adam ısrarcı olmadan uzaklaştı.Bunu bizzat yaşamış olmak çok etkiledi beni ,öylesine hareketli ve güvenli olabileceğini düşündüğün bir ortamda ,böylesine rahat gezebiliyor olmaları da ayrıca ilginç bir durum.Yanında iki küçük çocuk olan birine ne yapmayı düşünüyorlardı acaba? Ve nasıl bu kadar cesaretli olabiliyorlardı? İnternetten gelen mail'de de bir çok forward vardı,"ben de karşılaştım, bana da sordular " şeklinde yazan.Hatta birine çok ısrar edip kolundan da tutarak zorla sıkmışlar sözde parfümü ve kız "başım dönerek zor uzaklaştım oradan ve hemen otobüse bindim" demiş.Ayrıca T.H.Y.'nin personelini hiç sokak sokak dolaştırıp parfüm sattırabileceği size mantıklı geliyor mu?
Lütfen çok dikkatli olalım,böyle insanlar artık her yerdeler
...

23 Mart 2006

İsim Değişikliği

Adımı değiştirdim ve kendi adımı kullanmaya karar verdim.Her sayfayı açtığımda ABLA adını görmek nedense bana ağır gelmeye başladı ve ben de hafiflemek için değiştirdim işte :)) Bununla da yetinmedim görüntümüde değiştirdim.Bir vakit bulabilsem çalışmalarım devam edecek :)))

Ben Yaptım - 2

Mavişler...






22 Mart 2006

Karışık...


Bugün sabah 9'da bir başladım çalışmaya daha yeni bitti, bütün karışık işler üstüste geldi, yukarıdakilerden farkım yok şu anda :)))

21 Mart 2006

Ben Yaptım - 1


3 yıl öncesine kadar takılarla hiç alakası olmayan biriydim, bir bulaştım pir bulaştım. Hele geçen sene seri üretim halindeydim son zamanlarda ise ara sıra takılıyorum.İşte birkaç örnek, devamı gelecek...



İstanbul...

Yıllar yıllar önceydi, sömestir tatilinde anneannemlerde İstanbul'daydık, Kadıköy Kızıltıprak'ta.Dün akşam eski fotoğraflara bakarken bu fotoğrafı görünce içimi önce bir heyecan kapladı sonra da bir hüzün.Evimiz yolun sonunda sol taraftaydı, gördüğünüz gibi lapa lapa kar yağıyordu.Dayımla beraber dışarı çıkmıştık.Elimde kardeşimin doğumgünü için aldığımız hediye paketleri.Hemen yanımdaki çalılıkların arkasında ise eski bir köşk vardı, esrarlı , terkedilmiş bir köşk.Yaz akşamları Kalamış-Fenerbahçe sahillerinde yaptığımız akşam yürüyüşlerinin ardından eve dönerken yanından geçmeye korktuğumuz, bir şey görürüz diye başımızı bile çevirip bakamadığımız köşk...Yıllardır o mahalleye gitmedim.Eminim şimdi ne o arnavut kaldırımlı yol duruyordur ne de o beyaz boyalı eski köşk. Ama benim anılarımda hala oradalar ve öyle de kalacaklar...


20 Mart 2006

Altyapı Çalışmaları...

Eh artık bir şeyler yazayım bari , saatlerdir altyapı çalışmaları ile uğraşıyorum, mükemmeliyetçi ruhum yine burada da ortaya çıktı, aman şurası şöyle olsun, yok bu güzel olmadı böyle olsun...Artık başım kazan gibi olmaya başladığı için bırakıyorum dizayn işlerini , zaten nimet'de sıkıştırıyor bir taraftan "hala bir şey yazmadın "diye :))
Aslında stres de oldum şimdi ne yazacağım diye, aklımdan bir sürü şey geçiyor ama "şimdi damdan düşer gibi yazılmaz da bu"deyip vazgeçiyorum.Çok ciddi bir iş yapıyor psikolojisindeyim şu anda.Bir anda yine kafamda yapılacak işler listesi beliriverdi işte,"Kedi" flimindeki küçük kız misali:
1-Öncelikle eşe-dosta buranın adresi verilecek.
2-Bilmeyenlere blog olayının mantığı açıklanacak.
3-Niye böyle bir işe kalkıştığımı soran olursa diye mantıklı cevaplar düşünülecek.
4-Kendi kendime yazmış olmayayım diye takip etmeleri sağlanacak :)
Gördügünüz gibi işim çok.Bir an önce çalışmaya başlasam iyi olur...

18 Mart 2006

Tanışma...

İlk defa çocukluk arkadaşım Nimet sayesinde tanıştım blog olayı ile.İnternette Günlük! Çok eskilerde 3 yıl peşpeşe deftere günlük tutmuştum ve her gün yazmak zorunda hissediyordum kendimi, hal böyle olunca ve bu bir vazife halini almaya başlayınca da sıkmaya başlamıştı.Çocukluk aklı işte hiçbir şeyi atlamamalıydım, hergün yazmalıydım :)
Burada öyle bir zorunluluk hissetmeyeceğim, canım ne zaman yazmak isterse o zaman yazacağım.

Koşuşturma içinde yaşayan bir insanım, özellikle de iş çıkışı akşam saatlerinde ve hafta sonları,yapılacak bir iş yoksa bile bir iş yaratma çabasında olurum farketmeden.Sürekli aklımda yapılacak işler listesi vardır.Biraz da bu kuralcılığı kırmak için böyle bir şey yapmaya karar verdim.Burada içimden ne geliyorsa,aklımdan ne geçiyorsa onları göreceksiniz...
Gelelim adımın neden abla olduğuna...Zaten yıllardır tescilli bir ablalığım var,üç kardeşimin ablası.Ayrıca işyerindeki arkadaşlarım da abla diyerek onore ettiler beni.Ama bakmayın öyle herkesin bana abla dediğine işe gittiğim de bazı sabahlar "Yanlış gelmişsin sen, yan taraftaki ortaokula gidecektin kızım!" esprilerine bile maruz kalıyorum.

Yani benimki manevi ablalık :)

17 Mart 2006