28 Ocak 2008

Karne,doğumgünü ve kar...


Büyük zuzu karnesini aldı, hepsi 5 pekiyi. Şimdi 15 gün boyunca evde Formula1 yarışları ve futbol maçları olacak :) Vazgeçilmez ilgi alanımız.
Hafta sonu da küçük zuzunun doğumgününü kutladık, arabamız beyefendi tarafından özel olarak sipariş edildi, Alonso'nun Formula1 arabası.Bayıldılar çocuklar pastaya, tekerleklerini paylaştılar ilk önce, sonra da yemediler:) Şeker hamurlu pastayı ilk defa test etmiş olduk ama performans açısından pek memnun kalmadım, şöyle ki pastanın içi, lezzeti, görünüşü çok güzel ama o şeker hamurları pek de yenmiyor aslında yani pastanın yarısı boşa gidiyor :) Fakat çocuklar açısından çok keyifli.
Bugün Ankara'da kar var hem de pek çok. Tatilin ilk gününde çocuklara güzel bir süpriz oldu, tabi bize de trafik çilesi.

22 Ocak 2008

Elmadağ ile devam...

Uludağ kesmedi geçtiğimiz haftasonu da Elmadağ'daydık :) Burnumuzun dibinde kayılabilecek bir dağ varmış da haberimiz yokmuş.


Büyük zuzu bir gün okuldan "bugün hayatımın en mutlu günü ,okul bahçesindeki buzlu karın üzerinde kaydık, çok eğlendik" diyerek okuldan gelince He-man dayanamadı ve "çocukları kızakla kaymaya götüreceğim" dedi. Daha önce hiç gitmediğimiz Elmadağ Kayak Tesislerine doğru çıktık yola, tabi Nimet'lere haber vermeyi ve mangalımızı da almayı unutmadık:)

Neyle karşılaşacağımızı bilmeden geldiğimiz Elmadağ'da umduğumuzu bulduk diyebiliriz.Kızaklarını ve büyük naylon poşetlerini almış gelmişti Ankaralı vatandaşlarımız:) İlla kızakla gitmenize de gerek yok orada bolca var, kiralayabiliyorsunuz. Bizde iki tane kızak kiraladık, daha çok babalar eşliğinde kaymaya başladı çocuklar, bizde tecrübe ettik tabi, çok güzeldi.Bu arada bir tiyo, freni olan kızakları tercih etmenizi öneririm, yoksa nerede ve ne şekilde duracağınız şansa kalmış oluyor.

Çocuklar heveslerini alana, büyükler yorulana kadar kaydıktan sonra mangalımızı yakıp sucuk ekmeklerimizi de yedik üzerine afiyetle:)

Elmadağ'ın karlı tepelerini keşfetmiş olmanın sevinciyle evlerimize doğru yola koyulduk.

Alttaki resimler yine Uludağ'dan , aradaki fark nedir diye şöyle bir baktığımızda farkın, karın yanında Uludağ'ın yeşil doğası ve nefis çam ağaçları olduğunu da hemen göreceksiniz.



18 Ocak 2008

Bursa-Uludağ kaçamağı...

İki günlük bir tatil kaçamağı yaptık,arkadaşlarla beraber, çocuksuz olarak ilk defa :) Evlenip Bursa'ya yerleşen arkadaşlarımızı ziyarete gittik.Benim Bursa'ya ilk gidişimdi, camileri, çarşıları ile tarihi yönü zengin bir şehir olmasının yanında aynı zamanda tam bir sanayi şehriydi. Her yer fabrika, işyeri, sanayi bölgesi ve aynı zamanada inşaatı devam eden sitelerle doluydu.
Tarihi çarşısına bayıldım, ipekçiler, havlucular,kumaşçılar tam bana göreydi yani:) Ne yazık ki vaktin kısıtlı olmasından dolayı tadını çıkara çıkara dolaşamadım oralarda.


Bursa'ya gelipde Uludağ'a gitmeden olmaz tabi ki, ikinci gün Uludağ'a çıktık teleferik ile.


Manzara çok güzeldi, yukarıya doğru çıkmaya başladıkça iklim değişmeye ve karlar kendini göstermeye başladı.



Teleferikten indikten sonraki yer, düz ve piknik alanı olarak da kullanılan bir bölgeydi.İnsanlar çoluk çocuk piknik sepetleri ile gelmişlerdi, hava çok güneşliydi, şaşılacak derecede sıcaktı ve her yer kardı.

Oradan dolmuşlara binip daha da yukarı oteller bölgesine çıktık.İşte meşhur Uludağ böyle bir yermiş :)


Orta direk vatandaşımızdan sosyeteye her kesimden insan biraradaydı ve çok kalabalıktı, kaymayı denemedik çünkü vaktimiz kısıtlıydı ve çevreyi keşfetmeyi tercih ettik.
Uludağ'a çıkıp da mangalda bir şeyler yemeden olmazmış, denk geldi güzel de oldu ODTU'nün tesislerinde mangalda sucuk ekmek yedik :)

Uludağ'ı bilenler bu sıralarda çok kar olmadığını söylediler, kaymaya yetecek kadar kar vardı ama ağaçların üzerinde fazla kar yoktu, belli ki uzun zamandır yağmamıştı ama ben gerçek kar kalınlığını ölçecek bir yer buldum ve kayıtlara aldım:)

Binaların saçaklarından hançer vari buzlar sarkıyordu, bir çok tesisde uyarılarını yapan tabelalar asmışlardı zaten "DİKKAT! BUZ DÜŞEBİLİR" şeklinde. Fotoğraflamayı akıl edememişim ama askeri tesisin uyarı levhasındaki üslup dikkat çekiciydi :) " SAÇAK ALTINDAN GEÇME ! "

11 Ocak 2008

Entel dantel durumları...


Kursdaki ilk resmim bitti, çerçevelettim, evimin duvarına astım.İğneyle kuyu kazmak denir ya aynen o şekilde yapıldı bitti bu resim, haftada 3-4 gün birer saatlik çalışmalarla. Şu anda ise bir portre çalışıyorum, Valeria hanım :)


Resim yapma istediğimin doruk noktalarına ulaştığı geçtiğimiz günlerde evde de aşağıdaki resimleri yaptım.Çocuk resmi gibi olmuş diyenler, hımmm değişik diyenler, yorum yapmaktan kaçınanlar olduğu kadar, çok farklı çok güzel olduğunu söyleyenlerde oldu :) Değişik bir çalışma yaptığımın farkındaydım tabi , herkesin zevkine hitap etmek çok zor , önemli olan benim beğenmiş, sevmiş olmamdı, bende beğendim :)



Sonra yine boş durmadım marjinal bir değişiklik yaptım :) Evlendiğimiz yıllarda Kelebek'in en popüler yatak odası takımı olan yeşil renkli takımımın rengini, kapaklarını yapışkanlı folyolarla kaplayarak değiştirdim. Tamamen farklı bir takım gibi oldu. Bunun yanında konseptimizde beyaz ağırlıklı olarak değişti.Yani hayatımızda beyaz bir sayfa açtık :) Mobilyalarda böyleyken böyle oldu.



Yeniyıl eğlencemizden hiç bahsetmediğimi, atladığımı farkettim şimdi. Güzel bir akşamdı, yine arkadaşlarla çocuklarla birlikte. Gece bittikten sonra biraz geç oldu ama hiç fotoğraf geçmediğimizi farketim, en azından güzel soframızın bir kare resmini çekseymişiz ama unutmuşuz işte, neyse ki 45 dakikalık bir video kaydımız var. Sonradan o akşamı izlemek çok eğlenceli oluyor :)