25 Ocak 2007

Bekle Bizi İstanbul...

Bir aksilik olmazsa yarın İstanbul’a gidiyoruz ailecek.Bir kaç günlük bir tatil olacak, öncesinde bir karne heyecanı yaşayacağız ilk defa.Oğluşuma güveniyorum :) Okumayı sökeli çok oldu zaten, sayılarla arasıda çok iyi. Şimdiye kadar hep biz karne getiren taraf olmuştuk , o karneye anne baba gözüyle bakmak nasıl olacak bakalım :)

Hem iş, hem ziyaret amaçlı olacak İstanbul’a gidişimiz.Uzun zaman oldu gitmeyeli, özledim kokunu İstanbul...

18 Ocak 2007

Güncel...

1 haftadır hala hastalıklarla uğraşıyoruz, herşey birbirine o kadar girdi ki, önce kim hastaydı, sonra kim olmuştu, kime hangi tedaviyi kaç gün uygulamıştık,aynı anda hangi sorunlar çıkmıştı, o bunu tetiklemiş miydi derken ve en son hastane doktor olayımızı bu sabah yaşadıktan sonra şu anda mevcut hastalığa teşhis konulmuş olmasından dolayı içim huzurlu bir şekilde oturuyorum bilgisayarımın başında.Büyük zuzu için son teşhis ağrılı ürtiker döküntü.Neyin tetiklediği belli değil, 4-5 günlük ilaç tedavisinden sonra geçeceğini umuyoruz inşallah.

Bu kadar sıkıntılı şeylerin içinde komik olaylarda yaşıyorum bu arada. Şöyle ki; :)
Dün öğle tatilinden sonra işe dönmek için dolmuşa bindim.Dolmuş dolu, ön tarafta ayakta duruyorum, arkadan bir ses geldi, önce bakmadım, sonra baktım yaşlıca bir adam ayağa kalkmış, benim yüzüme bakarak bana doğru yürüyor, o zaman bana “ buyrun hanfendi oturun“ dediğini düşündüm. Ben de “gerek yok, rahatsız olmayın, birazdan ineceğim zaten” dedim yüksek sesle arkaya doğru. Adam da anlamsız anlamsız bir süre yüzüme baktı ve “ biz durakta ineceğiz” dedi. Meğer adam “durakta inecek var” demiş en başta, ben de üzerime alınmışım ve inecek olan adama “ gerek yok , oturun, rahatsız olmayın” dedim yaaa :))))))))))) onlar 2 kişi indiler bende yerlerine geçip oturdum ama çok komik bir durum oldu :))))))) Diğer yolcular da duydular tabi ama ben bozuntuya vermemeye çalışarak yola devam ettim :)))))

10 Ocak 2007

Çöküntü...

Ruhsal ve fiziksel anlamda çöktüm.Bayramdan bugüne hastayım, dün öğlen işyerindekiler artık dayanamayıp " Git evinde öksür" dediler ve beni eve gönderdiler :) Benim hastalığım çok önemli değil, nasıl olsa ben idare etmeye alışkınım ama asıl çökmeme sebep olan şey çocukların hastalığı oldu.Birinin dişi ağrıyor ve kanal tedavisi için hafta sonunu bekliyoruz, diğeri de dün akşam ateşlendi ve bütün gece uyumadık, ilaç üstüne ilaç.
Sonuç; büyük olan ağrı kesici takviyesi ile ağlaya ağlaya okula gönderildi, küçük olan şurupları yanıbaşında evde yatıyor, ben öksürmeye devam ederek burada masamın başındayım. Moralim çok bozuk.Onların yanında olamadığım için vicdanım sızlıyor...

04 Ocak 2007

Sevgiyle...


Yılbaşı toplantılarımız bir gelenek haline gelecek sanırım, geçen yıl Nimet’lerde, bu yıl Süheyla’larda , seneye de bizde oluruz inşallah. Bu yıl yaptığımız çekim geçen yılın yılbaşı süper cd’sinin yerini almaya aday mı bilmiyorum, çünkü henüz fırsat bulup izleyemedim.Ama özellikle Gaffur stili çakkıdı dansım ile nasıl bir performans sergiledim acaba diye çok merak ediyorum :)))

Evde sabahtan başlayan menü hazırlıkları, bayram telaşı, yakın çevre ile bayramlaşma, giderken bunu da alalım, şunu da unutmayalım derken akşam büyük buluşma gerçekleşti. Güzel bir akşamdı, çocuklar enerjilerinden hiçbir şey kaybetmeden gecenin ilerleyen saatlerine kadar hoplayıp zıpladılar, ee tabi bizde hoplayıp zıpladık canım :) Sonuç itibariyle yeni yıla kalabalık ve neşe içinde girdik, inşallah tüm yılımızda aynı neşe ile ve etrafımızda her zaman dostlarımız ve sevdiklerimiz olarak geçer.Herkese iyi seneler!...

Not: Adettendir diye aldığım milli piyango biletine ancak bu sabah bakabildim, para lazım değil ya nasıl olsa gönlümüz zengin :) o yüzden sadece amorti çıkmış!